Adsız Bir Çiçek

Adsız Bir Çiçek

Adsız Bir Çiçek | Edip Cansever Rengini dünyaya ilk defa sunan Adsız bir çiçek gibi parlıyorsa gözlerim Sevgilim Bana “sen bir şairsin” dediğin zaman. Yalnız sana yazıyorum bu şiiri İstersen bir şiir gibi okuma Çünkü her yıl yeniden yazacağım onu Soğuklar başlayınca havalanıp Millerce yol katettikten sonra Güneyi tadan bir kuşun sevinciyle. Ve yazmış olacağım…

Bu Gemi Ne Zamandır Burda

Bu Gemi Ne Zamandır Burda

Bu Gemi Ne Zamandır Burda | Edip Cansever Bu gemi ne zamandır burada Çoktan boşaltmış yükünü Gece de ölmüş, rıhtım da bomboş Mavi bir suyun düşünü uyutur bir tayfa Arkada, güvertede Ah, neresinden baksam sessizlik gene. Yürürüm usuldan, girerim bir meyhaneye İçerde üç beş kişi Yalnızlık üç beş kişi Bir kadeh rakı söylerim kendime Bir…

Mendilimde Kan Sesleri

Mendilimde Kan Sesleri

Mendilimde Kan Sesleri | Edip Cansever Her yere yetişilir Hiçbir şeye geç kalınmaz ama Çocuğum beni bağışla Ahmet Abi sen de bağışla Boynu bükük duruyorsam eğer İçimden öyle geldiği için değil Ama hiç değil Ah güzel Ahmet abim benim İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda yüzen balığa Toprağını iten…

Otuzüç Kurşun

Otuzüç Kurşun

Otuzüç Kurşun | Ahmed Arif 1. Bu dağ Mengene dağıdır Tanyeri atanda Van’da Bu dağ Nemrut yavrusudur Tanyeri atanda Nemruda karşı Bir yanın çığ tutar, Kafkas ufkudur Bir yanın seccade Acem mülküdür Doruklarda buzulların salkımı Firari güvercinler su başlarında Ve karaca sürüsü, Keklik takımı… Yiğitlik inkar gelinmez Tek’e – tek döğüşte yenilmediler Bin yıllardan bu…

Uy Havar

Uy Havar

Uy Havar | Ahmed Arif Yangınlar, Kahpe fakları, Korku çığları Ve irin selleri, aç yırtıcılar, Suyu zehir bıçaklar ortasındasın. Bir cana, bir başa kalmışsın vay vay! Pusatsız, duldasız, üryan Bir cana bir de başa Seher vakti leylim-leylim Cellat nişangahlar aynasındasın. Oy sevmişim ben seni… Üsküdar’dan bu yan lo kimin yurdu! He canım… Çiçekdağı kıtlık, kıran,…

Tutuklu

Tutuklu

Tutuklu | Ahmed Arif Birden Kurşun yemiş gibi susar Gözbebeklerime karşı Susar da Açılıp yol verir şehir Sade radyolarda bir gamlı hava “Elaziz uzun carşı” Firarda gözüm yok Namussuzum yok Yok pişmanlık bir halim Yaslanıp Bir cigara yakmak isterim Dumanı cevahir değer Mağlup mu desem mahçup mu Ama ikisi de değil Ben garip sen güzel…

Suskun

Suskun

Suskun | Ahmed Arif Sus, kimseler duymasın. Duymasın ölürüm ha. Aydım yarı gecede Yeşil bir yağmur sonra… Yağıyor yeşil. En uzak, o adsız ve kimselersiz, O yitik yıldızda duyuyor musun? Bir stradivarius inler kendi kendine, Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil. Önce bendim diyor ve sonra benim… Ölümsüz, güzel ve çetin. Ezgisidir dolaşan bütün evreni, Bilinen, bilinmeyen…

Ölüme Yakın

Ölüme Yakın

Ölüme Yakın | Orhan Veli Kanık Akşamüstüne doğru, kış vakti; Bir hasta odasının penceresinde; Yalnız bende değil yalnızlık hali; Deniz de karanlık, gökyüzü de; Bir acaip, kuşların hali. Bakma fakirmişim, kimsesizmişim; -Akşamüstüne doğru, kış vakti- Benim de sevdalar geçti başımdan. Şöhretmiş, kadınmış, para hırsıymış; Zamanla anlıyor insan dünyayı. Ölürüz diye üzülüyoruz? Ne ettik, ne gördük…

Denizi Özleyenler İçin

Denizi Özleyenler İçin

Denizi Özleyenler İçin | Orhan Veli Kanık Gemiler geçer rüyalarımda, Allı pullu gemiler, damların üzerinden; Ben zavallı, Ben yıllardır denize hasret, “Bakar bakar ağlarım.” Hatırlarım ilk görüşümü dünyayı, Bir midye kabuğunun aralığından; Suların yeşili, göklerin mavisi, Lapinaların en harelisi… Hala tuzlu akar kanım İstiridyelerin kestiği yerden. Neydi o deli gibi gidişimiz, Bembeyaz köpüklerle, açıklara! Köpükler…