Açların Gözbebekleri

Açların Gözbebekleri

Açların Gözbebekleri | Nazım Hikmet Ran Değil birkaç değil beş on otuz milyon aç bizim!  Onlar bizim! Biz onların! Dalgalar denizin! Deniz dalgaların!  Değil birkaç değil beş on 30.000.000 30.000.000! Açlar dizilmiş açlar! Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız sıska cılız eğri büğrü dallarıyla eğri büğrü ağaçlar! Ne erkek, ne kadın, ne oğlan, ne kız açlar dizilmiş açlar!  Bunlar! Yürüyen parçaları o kurak toprakların!  Kimi kemik dizlerine vurarak yuvarlak bir karın taşıyor!  Kimi deri… deri! Yalnız yaşıyor gözleri! Uzaktan simsiyah sivriliği nokta nokta uzayıp damara batan kocaman balı bir nalın…

Üç Selvi

Üç Selvi

Üç Selvi | Nazım Hikmet Kapımın önünde üç selvi vardı.Üç selvi.Selviler rüzgarda sallanırlardı.Üç selvi.Kökleri yerde, başları yıldızlardaüç selvi.Selviler sallanırlardı rüzgarda.Üç selvi.Bir gece düşman bastı evi.Üç selvi.Yatağımda öldürüldüm ben.Üç selvi.Kesildi selviler köklerinden.Üç selvi.Artık ne kökleri yerde, başları yıldızlardaüç selvi.Selviler sallanmıyorlar rüzgarda.Üç selvi.Mermer bir ocakta parçalanmış yatıyorüç selvi.Kanlı bir baltayı aydınlatıyorüç selvi.

Bulut mu Olsam

Bulut mu Olsam

Bulut mu Olsam | Nazım Hikmet Denizin üstünde ala bulut yüzünde gümüş gemi içinde sarı balık dibinde mavi yosun kıyıda bir çıplak adam durmuş düşünür. Bulut mu olsam, gemi mi yoksa? Balık mı olsam, yosun mu yoksa?.. Ne o, ne o, ne o. Deniz olunmalı, oğlum, bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.

Kız Çocuğu

Kız Çocuğu

Kız Çocuğu | Nazım Hikmet Kapıları çalan benim kapıları birer birer. Gözünüze görünemem göze görünmez ölüler. Hiroşima’da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar. Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu. Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu. Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki…

Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri

Mavi Gözlü Dev, Minnacık Kadın ve Hanımelleri

O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Kadının hayali minnacık bir evdi, bahçesinde ebruli hanımeli açan bir ev. Bir dev gibi seviyordu dev. Ve elleri öyle büyük işler için hazırlanmıştı ki devin, yapamazdı yapısını, çalamazdı kapısını bahçesinde ebruli hanımeli açan evin. O mavi gözlü bir devdi. Minnacık bir kadın sevdi. Mini minnacıktı kadın….

Bir Kız Vardı Japonya’da

Bir Kız Vardı Japonya’da

Bir Kız Vardı Japonya’da | Nazım Hikmet ………… Bir kız vardı Japonya’daufacık, tefecik bir kız,Bir bulut vardı dünyadaişi: öldürmekti yalnız. Bu bulut bu kızcağızınöldürdü nineciğini,külünü göğe savurdu,sonra, yine apansızıngelip babasını vurdu,sonra da kızın kendisini.Ve doymadı ve doymadıyeni kurbanlar arıyor.Atom ölümüdür adı,karanlıkta bağırıyor. Büyük bir birlik kuralım,canavarı susturalım.Savaş cengine gidelim,canavarı yok edelim.

Giderayak

Giderayak

Giderayak | Nazım Hikmet Giderayak işlerim var bitirilecek,                                                    giderayak.Ceylanı kurtardım avcının elindenama daha baygın yatar ayılamadı.Kopardım portakalı dalındanama kabuğu soyulamadı.Oldum yıldızlarla haşır neşirama sayısı bir tamam sayılamadı.Kuyudan çektim suyuama bardaklara konulamadı.Güller dizildi tepsiyeama taştan fincan oyulamadı.Sevdalara doyulamadı.Giderayak işlerim var bitirilecek,                                                    giderayak.

Giden

Giden

Giden | Nazım Hikmet Camların üstünde gece ve kar.Bembeyaz karanlıkta parlıyan raylar –uzaklaşılıp kavuşulmamayı hatırlatıyor.İstasyonunüçüncü mevki bekleme salonundasiyah başörtülü,çıplak ayaklı bir çocuk yatıyor.Ben dolaşıyorum…Gece ve kar – pencerelerde.Bir şarkı söylüyorlar içerde.Bu, giden kardeşimin en sevdiği şarkıydı.En sevdiği şarkı…En sevdiği…En……Kardeşler, bakmayın gözlerimeağlamak geliyor içimden…Bembeyaz karanlıkta parlıyan raylar –uzaklaşılıp kavuşulmamayı hatırlatıyor.İstasyonunüçüncü mevki bekleme salonundasiyah başörtülü,çıplak ayaklı bir…

Hürriyet Kavgası

Hürriyet Kavgası

Hürriyet Kavgası | Nazım Hikmet Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,dalga dalga aydınlık oldular,yürüdüler karanlığın üstüne.Meydanları zaptettiler yine.             Beyazıt’ta şehit düşen            silkinip kalktı kabrinden,            ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını            yıktı Şahmeran’ın mağarasını. Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.Safları sıklaştırın çocuklar,bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.