Tarifin Cürreti

Telaşın büyülü hanesine yazılan simalar,
Ruhuna özenen bezeli gülüşler kadar büyülü,
Yüzüne gülüşen ifadeler kadar seviciydi,
Yüzüne dönüp öpmeliydi simandan,
Fakat öpmedi, öpülmedi gülüşler.
Yine de hisset, cürret et ışıklara.

İfadelere süzülen aralık kapıların korkusu yanıbaşında.
Bilinmezlikler kaldırımlarda yalnızken,
Sokak aralarında karanlık.
Göz yaşlarında ebru yapan bir kadın kadar cüretkar.
Ay parıltılı, gök umursamaz,
Kainat emin, mahalle gürültülü, ancak kimsesiz.
Sokaklar soğuk, çam kokulu ve nemli.
Yıldızlar gecenin süslü kadınları.
Süsüz kadınları da çay demliyor matemde.

Sıvaları yerlere intihar eden bir apartman,
Rutubetli evin düş kurmayı bırakmış kızları.
Yorgan altı kadifemsi ıslaklığa yüz asan ağlayış,
En ağır yüktür kendinden çıkamamak.
En büyük kutsalın farkında ki, rüyada göğe sarılmış.

Ağlaşırlar palmiyelerin meltemiyle kumsallar boyu,
Gülüşürler göremeyen her vücudun bilgiçliğine,
Yüzüne dönüp öper simandan aşık,
Öpülür gülüşler, bezenir gülüşler büyülü simana.
Yine de hisset, cürret et aşka.

Eray Dedik