Hiçbir Semtte

Hiçbir Semtte

Hiçbir Semtte | Cemal Süreya Hiçbir semtte berberin olmadı, 1954-1980 yılları arasında, 26 yılda 28 ev değiştirdin; Leke kuşağı nasıl bilmez seni! Arabesk nedir diye düşünmüştünüz: Şebboy sesli bir cümbüş, eza içinde; Eşitlik midir komedya, içtenlik mi, Erdem diye benimsenmesi mi fırsatsızlığın? Yürütüyoruz bütünlemeye kalmış bir sessizlikte Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Kısa Türkiye Tarihi

Kısa Türkiye Tarihi

Kısa Türkiye Tarihi | Cemal Süreya I Şelaleye Düşmüştür Zeytinin dalı; Celaliyim Celalisin Celali. II Üç anayasa ortasında büyüdün: Biri akasya Biri gül Biri zakkum. III Türkiye’nin adı, Soyadı yasasından beri Atatürk adından Soyutlanamadı: 1930’lu yıllarda Etitürkiye; 1940’lı yıllarda Atetürkiye; 1950’li yıllarda Uditürkiye; 1960’lı yıllarda Ötetürkiye; 1970’li yıllarda Atatürkiye; 1980’li yıllarda Aditürkiye; Mavi yolculuklar var…

İçtim O

İçtim O

İçtim O | Cemal Süreya İçtim o bin yıllanmış testiden, içtim, içtim, Örtüler arasında yeryüzü beğenisiyle Ayışığını paylaşırdı bacakları, Öptüm ayak parmaklarını, öptüm, öptüm. Put’unu cezalandırıyor kır delisi; Oğlan iki ev ötede, Londra’dan gelmiş; Yazsınlar felaketlerin hep çift geldiğini, Garson acıması tutmuş içkievini. Ortaoyunumuzun dekoru bir kağıt mendil Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

İlkokulu Bitirdiği

İlkokulu Bitirdiği

İlkokulu Bitirdiği | Cemal Süreya İlkokulu bitirdiği gün Cumhuriyet şairi, Saçında kurdelesi Lozan gibi; Sonra her yıl öldürüldü, öldürüldükçe de Hemeninden göğe hüthütler çizildi. Gelecek zaman oldu şimdiki zaman; Irmak aşağı inen güz parçası, Çok süslü bir halkın arasından, Benimsin! İyi anlarında sesin kalınlaşıyor Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Resim

Resim

Resim | Cemal Süreya Bir savaş: Otlukbeli Bir mavi: Spartaküs Bir soru: niçin Spartaküs Bir kuş: nereye gidiyon kuşu Bir çiçek: bilmem ki çiçeği Bir su: şüpheli Bir belge: noterlerinden Elbet başkent noterlerinden Bir şair: Ahmed Arif Toplar dağların rüzgarlarını Dağıtır çocuklara erken Bir çocuk: ince burunlu Ey ince burunlu Güneyli çocuk Ne soracaksan işte…

Camdan

Camdan

Camdan | Cemal Süreya İçkievinden çıkınca Camdan demin oturduğum yere baktım. Sigara paketimi masada unutmuşum. Sandalyede Tıpkı benim gibi Oturuyor boşluğum. Bir eli alnında benim gibi. Ama biraz daha mı hüzünlü? Otururken de Biraz daha mı çıkarıyor kamburunu? Biraz daha mi benziyor babama? Bir yaş büyüğüm babamdan ve rüzgar bir törendeki gibi çekiştirir durur yağmurluğumu.

Daha Ben

Daha Ben

Daha Ben | Cemal Süreya Daha ben ilk kazmayı vurmadan Elime gelen Karabitki’li testi, Nefertiti’nin mutfağı sayılan yerde Koyu sır yeni hicret yollarını kesti. Terimler eşekarıları sözcüklerin, Acımasızdırlar, adsız ve sueldirler?, Önlerine katarak insan ve hayvan listelerini Sabah akşam kapınızın önünden geçirirler. Fazıl Hüsnü diyor ki, ne diyor Fazıl Hüsnü?.. Keşke yalnız bunun için sevseydim…

Şu da Var

Şu da Var

Şu da Var | Cemal Süreya Bir de var sen koynumda yatıyorsun Güzelsin güzelliğin mutlak amenna Kızlığın masanın üstünde Kocana saklıyorsun Oysa koca da ne benim kollarım var Soy bir portakal yedir bana dilim dilim Ben Uzunminareliyimdir doğma büyüme Ne yapıp yapıp denizi görmek isterim

Hamza

Hamza

Hamza | Cemal Süreya Büyük bir ihtimalle ölmüştük Şehir kan kıyametti ayaklarımızda Gökyüzünü katlayıp bir köşeye koymuştuk Yıldızlar kaldırımlara dökülmüştü bütün Hamza bütün parmaklarını ortaya dökmüştü Yirmi yıldır cebinde biriktirdiği parmaklarını Hamza son şarkıyı kırka bölmüştü Doğrusu iyi idare etmiştik Doğrusu iyi halt etmiştik Yaşayanlar unutmuştu bizi Biz öldüğümüzle kalmıştık.