Balzamın

Balzamın

Balzamın | Cemal Süreya Sen el kadar bir kadınsındır Sabahlara kadar beyaz ve kirpikli Bazı ağaçlara kapı komşu Bazı çiçeklerin andırdığı İş bu kadarla bitse iyi Bir insan edinmişsindir kendine Bir şarkı edinmişsindir, bir umut Güzelsindir de oldukça, çocuksundur da Saçlarınla beraber penceredeyken Besbelli arandığından haberli Gemiler eskirken, deniz eskirken limanda Sevgili

Cigarayı Attım Denize

Cigarayı Attım Denize

Cigarayı Attım Denize | Cemal Süreya Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüşüyoruz Gökyüzünün o meşhur maviliğinde Uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla Bir Akdeniz şehri çıkabilir içinden Alıp yaracak olsak yüreğini Şimdi bir güvercinin Şimdi sen tam çağındasın yanına varılacak Önünde durulacak tam elinden tutulacak Hangi bir elinden güzelim hangi bir Bir elinde kızlığın duruyor garip huysuz…

Kan Kalesi

Kan Kalesi

Kan Kalesi | İsmet Özel Elbet bir hinlik vardır seni sevişimde ey kanıma çakıllar karıştıran isyan saçlarıma bin küsür yalnızlığı takıp girdiğim şehre insan varlığımızdan tuhaf tohumlar bıraksam günü geçmiş bir gazete, toprak bir çanak bir daha gelmem belki diye bir not bakır maşrapanın yanında şeytanlar da yürür benimle herhal ıslık çaldığım için bir şahan…

Naat

Naat

Naat | İsmet Özel Dinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar Falları grafiklerde bakılanlar siz de işitin.. Külden martı doğuran odalıklar Ve kahyalar Kara pıhtılarıyla damgalanmış veznelerde dili Şehvetsiz çilingirler, yaltak çerçiler Celepler ki sıvışık, natırlar ki nadan Ey hayat rengini sazendelik sanan Yırtlaz kalabalık! Dinleyin bendeki kırgın ikindiyi, Hepiniz kulak verin. Güneşin Koskoca beldeye suskunluk…

Bakır Tenli Yapraklar

Bakır Tenli Yapraklar

Bakır Tenli Yapraklar | İsmet Özel Bak, ölüm güzü kıskanıyor şimdi ıssızdır onun sevimli kedisi ve herkes onun el değmemiş yerleri olduğunu sanıyor. uzanıyor defterine uğrayan kan lekesi senin kuşların olurdu mevsimi yolculuklara çağıran içli taşra kızların gizemli eviçleri kapıların olurdu korkudan çok denizlere açılan o denize açılan ellerin nerede şimdi? yine bir güz büyümekte…

Aynı Adam

Aynı Adam

Aynı Adam | İsmet Özel Tozludur saçlarım, saçlarımdan devrilmiş sarayların dumanları savrulur yüzüm yanıktır yüreğime bir karanfil sokuludur ve partizanca darbelerin dünyaya ilen şavkı benim göğsüme göğsüme vurup durur. Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum bahar da sürgülenir içime katranlar da hem koşarak yarattığım sevgiler vardır hem körlenmiş sevgilerin acısıyla koştururum. Beni sular kocaman taşları parçalayarak…

Sebeb-i Telif

Sebeb-i Telif

Sebeb-i Telif | İsmet Özel Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız yaprakla yağmurun aşkı meselâ kim olsa serpilen coşturuyor bizi imreniyoruz başkalarının mahvına. Yağmur mahvoluyor çarparak kendini parçalıyor mâşukunun açılan kıvrımında yaprak dirimle irkiliyor nazlı ve mağrur silkiniyor vuran her damlayla. Başkalarının aşkıyla başlıyor hayatımız bakıp başkasının başkayla kurduğu bağlantıya aşka dair diyoruz ilk anı bu olmalı…

Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü

Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü

Çözülmüş Bir Sırrın Üzüntüsü | İsmet Özel Yaşamaktan öte özür bulamayınca aşka sonuçları bir bir gözden geçiriyorum pulluklarla devrilen toprağın ıslaklığındaki can madenlerin buharından elde edilen büyü bazı yasak kitapların verdiği dinç duygular nelerse ki yaşamak sözünü asi kılan nelerse ki lekesiz, umutlu ve budala. Denedim. Soğuk sular dökünüp fırladım sokaklara sorular sordum nice kara…

Sevgilim Hayat

Sevgilim Hayat

Sevgilim Hayat | İsmet Özel Yüzüme bak ve yüzümü hırpala yüzümü değiştir, dağlı bir anlatım bırak sen her hafta oğlunu leğende yıkayan hayat yaban, diri memelerinden ısırmak dudaklarındaki tuzu dudaklarıma almak için çok oldu tepelere vurdum kendimi bulutlara karıştım ve karanlık kahvelerde tıraşı uzamış adamlardan huylarını öğrendim senin. Mahmur bir tohumdun delikanlı bağrıma. Ve hatırlıyorum…