Elde Var Hüzün

Elde Var Hüzün

Elde Var Hüzün | Atilla İlhan söyleşirevvelce biz bu tenhalardaziyade gülüşürdükpır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarınınne meseller söylerdi mercan köz nargilelerzamanlar değiştiayrılık girdi arayahicrana düştük bugünah nerde gençliğimizsahilde savruluşları başıboş dalgalarınyeri göğü çınlatan tumturaklı gazellerelde var hüzüno şehrâyin fakat çıkar mı akıldançarkıfeleklerin renk renk geceye dağılmasısırılsıklam âşık incesazkadehlerin mehtaba kaldırılmasıadeta düğünhayat zamanda iz bırakmazbir boşluğa düşersin…

Duvar

Duvar

Duvar | Atilla İlhan ben bir duvarım hiç güneş görmedimsen hiç güneş görmemiş bir başka duvaryüzümüz benek benek tahta kurusundanve sinemiz baştan başa ak üstünde karalar– kelepçeden kahroldu kahroldu bileklerim– sıyrılıp çıktım artık ölüm korkusundan– dilim dilim sırtımdaki yaralarben demirbaşım sığır siniriyle dayak yedimbiz de duvarız dinliyen duyan düşünen duvarlarbizim kucağımız terkedilmiş bir yatak gibi kirli…

Diyalektik Gazel

Diyalektik Gazel

Diyalektik Gazel | Atilla İlhan büyük bir şaşaadır ölümebruli nurlarla geliröyle bir yanardağdır ki öfkesimutantan destur’larla gelir karşıtıyla yüklüdür herşeymutlak çözümlerden vazgeçtartışılmaz mükemmelliklerne gizli kusurlarla gelir sen sen ol korkma karanlıktandik ışık çekirdekleriniçünkü en berrak sular bileen yağlı çamurlarla gelir nasıl doğmakla başlarsa ölümölmekle başlar öyle hayatbil ki dünyayı sarsan sıçramalarbirikmiş şuurlarla gelir

Cinayet Saati

Cinayet Saati

Cinayet Saati | Atilla İlhan haliç’te bir vapuru vurdular dört kişidemirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordudört bıçak çekip vurdular dört kişiyemyeşil bir ay gökte dağılıyordu deli cafer ismail tayfur ve şaşımaktulün onbeş yıllık arkadaşıüçü kamarot öteki aşçıbaşıdört bıçak çekip vurdular dört kişi cinayeti kör bir kayıkçı gördüben gördüm kulaklarım gördüvapur kudurdu kuduz gibi böğürdühiç biriniz orada yoktunuz…

Cebbar Oğlu Mehemmed

Cebbar Oğlu Mehemmed

Cebbar Oğlu Mehemmed | Atilla İlhan kaman cıvarına bahar gelincev yıkılır ovadan apdal çadırlarıyücesinde pare pare duman tutmuşdüdüldağ’ın yaylasında mekan kurulurhoş gelmişsin evvel baharnisan ayı içinde donanır dağlardonanır yeşilinden alındanistasyon deresi kabarmıştırhacıdağ’ın selindendağlar sıra sıradır eylim eylimdağlar uzanır bir uçtan bir ucadağlar bir birinden yüceyamaçlarında kireç yakılırbir ömür boyunca kahrı çekilirkimse anlamamış sırrını hikmetinibu bereket…

Büyük Yolların Haydudu

Büyük Yolların Haydudu

Büyük Yolların Haydudu | Atilla İlhan İşte sımsıcak lejyoner bakalları içindeMargot’nun sigarillosuna ateş tutuyorTersine dönük göz kapakları uykusuzluktanKirli sarı bir gök birikmiş kadehindeHiçbir kibriti bir seferde yakamıyor Asıl bu ödlek flüt onu böyle yıkanUykusuzluktan çok bu ödlek flüt margot’nunÇıplak gözlerindeki rom lekesi dişlerindekiTebeşir beyazı açlık paletindeki karanlıkRimelindeki is ve dudak rujundaki kanJe hais les dimanches şarkısı…

Böyle Bir Sevmek

Böyle Bir Sevmek

Böyle Bir Sevmek | Atilla İlhan ne kadınlar sevdim zaten yoktularyağmur giyerlerdi sonbaharla birazıcık okşasam sanki çocuktularbıraksam korkudan gözleri sislenirne kadınlar sevdim zaten yoktularböyle bir sevmek görülmemiştir hayır sanmayın ki beni unuttularhala arasıra mektupları gelirgerçek değildiler birer umuttulareski bir şarkı belki bir şiirne kadınlar sevdim zaten yoktularböyle bir sevmek görülmemiştir yalnızlıklarımda elimden tuttularuzak fısıltıları içimi ürpertirsanki…

Beni Bir Kere Dövdüler

Beni Bir Kere Dövdüler

Beni Bir Kere Dövdüler | Atilla İlhan beni bir kere dövdüler çok gözlüklüydümdaha bere giyiyordum bıyıklarım da duruyorbüyükdere’de dövdüler emirgân ve birilerigeceleyin dövdüler dişlerimi tükürdüm emirgan’la aramız çok eskiden beri yokniye ölmedim diye bana bozuluyorötekiler şurda burda azar azar gördüğümçakıdan bozma itler sustalı birilerifakat çok fena dövdüler size ne söylüyorumbir vakit omuzlarım tutmadı dişlerimi tükürdüm boşyerlerime…

Bence Malumdur

Bence Malumdur

Bence Malumdur | Atilla İlhan dikeninkalbime battığı bir sonbahar günüdürsen elini bulutların içinde gezdirirsinbulutlar senin gözlerinin üstünde yürürleriçini kurtlar kemirirbence malumdurbuğulanmış camların arkasında masmavi yüzünsenin ateşler içinde olduğunbence malumdurellerin muhakkak çocuk elleridirhep kimsenin bilmediği türküler düşünürsünonlar neden daima okul türküleridirsüleymancıktan bahsederkara toprakta açık yeşil bir yıldız gibi akıp gidensüleymancıktanve karınca yuvalarından bahsederışıksız kömürsüz karınca yuvalarındangökyüzünde…

Bela Çiçeği

Bela Çiçeği

Belâ Çiçeği | Atilla İlhan alsancak garı’na devrildilergece garın saati belâ çiçeğihiçbir şeyin farkında değildilerkalleş bir titreme aldı erkeğielleri yırtılmıştı kelepçeliydilerçantasını karısı taşıyordu hiç kimse tanımıyordu kimdilergece garın saati belâ çiçeğiüçüncü mevki bir vagona bindileranlaşıldı erkeğin gideceğibir şeyden vazgeçmiş gibiydilerbir türlü karısına bakamıyordu ayaküstü birer bafra içtilergece garın saati belâ çiçeğişimdiden bir yalnızlık içindeydilerkaranlık gelmişi…