Merhaba Çocuklar

Merhaba Çocuklar

Merhaba Çocuklar | Nazım Hikmet Nâzım, ne mutlu sanacân ü gönülden,ferah ve emin,«Merhaba,» diyebildin. Sene 940.Aylardan temmuz.Ayın ilk perşembesi günlerden.Saat : 9. Mektuplarınıza böyle mufassal tarih atın.Öyle bir dünyada yaşıyoruz                          ki en kalın kitaptan çok yazısı var :                          ayın, günün ve saatın. Merhaba, çocuklar. Bir geniş          bir büyük «Merhaba» demek,sonra bitirmeden sözümü          yüzünüze bakıp gülerek—…

Mukaddes Karın

Mukaddes Karın

Mukaddes Karın | Nazım Hikmet Sen ey kırmızı gözlü ana,Sen ey kahredip yaratan,Sen ey köprü altlarında sularlayan yana                                                        yatan.Sen ey yangınlı meydanların sesi..Sen ey şiirlerin şiiri, bestelerin bestesi..Sen ey kardeşim               sen ey kahrolası                       sen ey darağaçlık.Sen eyher şey,sen ey AÇLIK!!!Çıplak ayaklarına alnımı koyar                                        andederim ki,                                            derim ki:DÖĞÜŞECEĞİM,benim, bizim, onun, onların değilSENİN mukaddes karnın doyana kadar…

Saman Sarısı

Saman Sarısı

Saman Sarısı | Nazım Hikmet Vera Tulyakova’ya derin saygılarımla I Seher vakti habersizce girdi gara ekspreskar içindeydiben paltomun yakasını kaldırmış perondaydımperonda benden başka da kimseler yoktudurdu önümde yataklı vagonun pencerelerinden biriperdesi aralıktıgenç bir kadın uyuyordu alacakaranlıkta alt ranzadasaçları saman sarısı kirpikleri mavikırmızı dolgun dudaklarıysa şımarık ve somurtkandıüst ranzada uyuyanı göremedimhabersizce usulcacık çıktı gardan ekspresbilmiyorum nerden…

Yürümek

Yürümek

Yürümek | Nazım Hikmet Yürümek;yürümeyenleriarkanda boş sokaklar gibi bırakarak,havaları boydan boya yarıp ikiyebir mavzer gözü gibikaranlığın gözüne bakarak                              yürümek!.. Yürümek;dost omuzbaşlarınıomuzlarının yanında duyup,kelleni orta yereyüreğini yumruklarının içine koyup                               yürümek!.. Yürümek;yolunda pusuya yattıklarını,arkadan çelme attıklarını                            bilerek                            yürümek… Yürümek;yürektengülerekten          yürümek…

Şehitler

Şehitler

Şehitler | Nazım Hikmet Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,             mezardan çıkmanın vaktidir!Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,             Sakarya’da, İnönü’nde, Afyon’dakiler             Dumlupınar’dakiler de elbet             ve de Aydın’da, Antep’te vurulup düşenler,siz toprak altında ulu köklerimizsiniz             yatarsınız al kanlar içinde.Şehitler, Kuvâyi Milliye şehitleri,             siz toprak altında derin uykudayken                       düşmanı çağırdılar,                                   satıldık, uyanın!Biz toprak üstünde derin uykulardayız,             kalkıp uyandırın bizi!                             uyandırın bizi!Şehitler,…

Yine de iyimserlik

Yine de iyimserlik

Yine de iyimserlik | Nazım Hikmet kardeşimsonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın banauçak sağ salim inebilsin meydanadoktor gülerek çıksın ameliyattankör çocuğun açılsın gözleridelikanlı kurtarılsın kurşuna dizilirkenbirbirine kavuşsun yavuklulardüğün dernek yapılsın hem desusuzluk da suya kavuşsunekmek de hürriyetekardeşimsonu tatlıya bağlanan kitaplar yollayın banaonların dediği çıkacakeninde de sonunda da…

Gece Gelen Telgraf

Gece Gelen Telgraf

Gece Gelen Telgraf | Nazım Hikmet Gece gelen telgrafdört heceden ibaretti:“VEFAT ETTİ.”İmza yok.Bu dört hece bile çok. Bakıyorum duvara:duvarda bir yara-duvarda bir resim-vefat edenin,elimle çizmişim. Saat bir.Saat üç.Saat beş.Polis düdükleri, saatlar…Yatağım bozulmamış.Çekmecemde kaatlar:bazılarıonun el yazıları. Gece gelen telgrafdört heceden ibaret…Şafak söküyor-odamgeceden ibaret. Avuçlarımdaellerinin gölgesi dolaşan adamdemir parmaklıklardan gördü son gündüzünü.Mahpushane doktoruörterek paltosuyla upuzun yatanın yüzünü:–…

Gazete Fotoğrafları Üstüne

Gazete Fotoğrafları Üstüne

Gazete Fotoğrafları Üstüne | Nazım Hikmet 1 Kara Yara Birinci sayfada yatıyor iki sütun üstüne                                     iki çıplak yavrucuk,birinci sayfada iki sütun üstüne                                     bir avuç kemik deri.Delinmiş patlamış etleri.Biri Diyarbakırlı, Erganili biri.Kolları bacakları kargacık burgacık,kafaları kocaman,ağızları korkunç bir haykırışla açık,birinci sayfada taşla ezilmiş iki kurbağacık.İki kurbağacıkkara yaralı iki yavrum benim.Yılda kim bilir kaç bininizacı suya bile…

Dünyayı Verelim Çocuklara

Dünyayı Verelim Çocuklara

Dünyayı Verelim Çocuklara | Nazım Hikmet Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüneallı pullu bir balon gibi verelim oynasınlaroynasınlar türküler söyliyerek yıldızların arasındadünyayı çocuklara verelimkocaman bir elma gibi verelim sıcacık bir ekmek somunu gibihiç değilse bir günlüğüne doysunlarbir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığıçocuklar dünyayı alacak elimizdenölümsüz ağaçlar dikecekler

Çocuklar Ölebilir Yarın

Çocuklar Ölebilir Yarın

Çocuklar Ölebilir Yarın | Nazım Hikmet ……………………….Çocuklar ölebilir yarın,hem de ne sıtmadan ne kuşpalazındandüşerek de değil kuyulara filân;çocuklar ölebilir yarın,çocuklar sakallı askerler gibi ölebilir yarın,çocuklar ölebilir yarın atom bulutlarının ışığında,ne bir santim kemik, ne bir damla kan,çocuklar ölebilir yarın atom bulutlarının ışığındaarkalarında bir avuç kül bile değil         arkalarında gölgelerinden başka bir şey…